Bu sefer onu yapamam.
- I can't make it this time.
Tom bu sefer doları yene çevirmemenin daha iyi olacağını düşünüyor.
- Tom thinks it would be better not to change dollars into yen at this time.
Bu kez cezadan kaçamazsın.
- This time, you won't escape punishment.
Bu kez onu deneyeceğim.
- This time I'll try it.
Bu defa hatalı olan benim gibi görünüyor.
- This time, it looks like it is me who is wrong.
Tom bu defa tekrar bize yardım etmeye istekli.
- Tom is willing to help us again this time.
Ben o zaman odamı temizliyordum.
- I was cleaning my room for that time.
O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
- By that time I'll have already left.
this time last year.
... and we will ever resolve on the leading security challenges of our time ...
... So far, when I’ve talked about what people will look at when they look at our time, I ...