Tom died in his thirties.
- Tom otuzlu yaşlarında vefat etti.
She is in her thirties, but looks old for her age.
- O otuzlu yaşlarında, ama yaşına göre yaşlı görünüyor.
This is the driest month of june since the thirties.
- Otuzlu yıllardan beri bu, haziranın en kurak ayı.
Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
- On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.