The White family will arrive in Tokyo at ten thirty.
- White ailesi Tokyo'ya on otuzda varacak.
Because his family traveled from place to place, Cesar Chavez attended more than thirty schools as a child.
- Ailesi bir yerden bir yere seyahat ettiği için, Cezar Chavez bir çocukken otuzdan daha fazla okula gitti.
Ten, twenty, thirty, forty, fifty, sixty, seventy, eighty, ninety, one hundred.
- On, yirmi, otuz, kırk, elli, altmış, yetmiş, seksen, doksan, yüz.
The speech lasted thirty minutes.
- Konuşma otuz dakika sürdü.