otori̇te

listen to the pronunciation of otori̇te
Турецкий язык - Английский Язык

Определение otori̇te в Турецкий язык Английский Язык словарь

otorite
(Hukuk) authority

My brother's an authority on philosophy. - Erkek kardeşim felsefe üzerine bir otoritedir.

Tom abuses his authority, so no one likes him. - Tom otoritesini kötüye kullanıyor, bu yüzden hiç kimse onu sevmiyor.

otorite
puissance
otorite
potentate
otorite
heavy hand
otorite
authority yetke, sulta, velayet
otorite
discipline
otorite
authority, power
otorite
arm
otorite
power
otorite
control
otorite
domination
otorite boşluğu
(Askeri) authority gap
otorite boşluğu
(Askeri) vacuum of authority
otorite gösterisi
(Politika, Siyaset) act of sovereignty
otorite karşıtı
(Politika, Siyaset) anti-authoritarian
otorite olmak
be a whale at
otorite ve yetki
(Askeri) authority and jurisdiction
otorite yanlısı
authoritarian
geleneksel otorite
(Pisikoloji, Ruhbilim) traditional authority
yetkili otorite
(Politika, Siyaset) competent authority
bağımsız idari otorite
(Kanun) Independent regulatory agency
otoriteler
authorities
fonksiyonel otorite
(Ticaret) functional authority
idari otorite
(Denizbilim) management authority
karizmatik otorite
(Pisikoloji, Ruhbilim) charismatic authority
otorite
authorization
sivil otorite
civil authority
tekrar otorite kullanmak
reassert
yüksek otorite
supreme authority
üçlü otorite
triumvirate
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Muhakemeleri veya doktrini umumiyetle doğru olarak kabul edilen ve bir sahada derinleşmiş olan şahıs veya eser
(Hukuk) Yetki; egemenliği kullanma, buyurma kudreti
(Osmanlı Dönemi) İdari veya siyasi iktidar
(Osmanlı Dönemi) Fr. Kumanda etme hakkı, itaat ettirme iktidarı
otorite
Siyasi veya idari güç
otorite
Yaptırma ya da yasak etme gücü
otorite
Yaptırma veya yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, yetke, sulta, velâyet
otorite
Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse
otorite
Siyasi veya idari güç. Çalışmalarıyla kendini kabul ettirmiş, başarılı kimse
otorite
Yaptırma veya yasak etme, emretme, itaat ettirme hakkı veya gücü, yetke, sulta, velayet: "Sakarya zaferi ile gazi ve müşir Mustafa Kemal Paşa tam otoritesini elde etmiştir."- F. R. Atay
Otorite
yetke
Английский Язык - Турецкий язык

Определение otori̇te в Английский Язык Турецкий язык словарь

bağımsız idari otorite
(Kanun) Hem siyasi iktidarlardan hem de sermaye gruplarından bağımsız olarak faaliyet gösteren, mali ve idari özerkliği bulunan Telekomünikasyon kurumu, rekabet kurulu gibi otoriteler
otori̇te
Избранное