Zamanını düzenlemek zorundasın.
- You have to organize your time.
Sabahımı düzenlemek için yaklaşık yirmi dakikaya ihtiyacım var.
- I need about twenty minutes to organize my morning.
Dosyalarını organize etmek için hangi metodu kullanıyorsunuz?
- What method do you use to organize your files?
İşleri sergi organize etmektir.
- Their job is to organize exhibitions.
O toplantıyı kim düzenledi?
- Who organized that meeting?
O, onu bir boykot düzenlemesi için ikna etmeye çalıştı.
- She tried to persuade him to organize a boycott.
The festival was not well organised.
- Festival iyi organize edilmemiş.
We should get more organized.
- Biz daha organize olmalıyız.
The party was organized by Mac.
- Parti Mac tarafından organize edildi.