Kadın bir portakal yiyor.
- The woman eats an orange.
Anne iki şişe portakal suyu aldı.
- Mother bought two bottles of orange juice.
Tom portakal rengi bir cezaevi tulumu giyiyor.
- Tom was wearing an orange prison jumpsuit.
Portakal rengi bir elbise giyiyor.
- She's wearing an orange dress.
Kocaların çoğunluğu bana keman çalmaya çalışan bir orangutanı hatırlatır.
- The majority of husbands remind me of an orangutan trying to play the violin.
Kız arkadaşını en çok hangi insansı maymuna benzetirdin? Ne biçim bir soru ... Peki, um ...Sanırım, bir orangutan.
- What anthropoid would your girlfriend be most like? What a question... Well, um... An orangutan, I guess.
Tom turuncu bir tulum giyiyordu ve elleri önünde kelepçeliydi.
- Tom was wearing an orange jumpsuit and his hands were cuffed in front of him.
En sevdiğim renk turuncu.
- My favorite color is orange.
Turuncu bir tişört ve yeşil pantolon giyiyorum.
- I am wearing an orange t-shirt and green pants.
Tom turuncu bir tulum giyiyordu ve elleri önünde kelepçeliydi.
- Tom was wearing an orange jumpsuit and his hands were cuffed in front of him.
Comparing the grades of English students to Engineering students is like trying to compare apples and oranges.
orange colour:.
... Oranges, citrus crops, they come from South China, ...