They saw a strange animal there.
- Onlar orada garip bir hayvan gördü.
There was a castle here many years ago.
- Yıllar önce orada bir kale vardı.
Those who dig a grave for others will fall therein.
- Başkaları için mezar kazanlar orada düşerler.
You can see a white tower over there.
- Orada beyaz bir kule görebilirsin.
He is older than the boy who is over there.
- O, oradaki erkek çocuktan daha yaşlıdır.
What do you think's out there?
- Orada ne olduğunu düşünüyorsun?
My mother is out there.
- Annem orada dışarıdadır.
I looked all around, but I could see nobody there.
- Bütün çevreye baktım ama orada kimseyi göremedim.
Tom looked around the room, but no one else was there.
- Tom odayı araştırdı ama orada başka hiç kimse yoktu.
Both ladies received me very graciously; but I was wholly unprepared for so much beauty as I discovered in Ora Doveton;.