Can you see anything in there?
- Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?
He often eats breakfast there.
- O, kahvaltısını sık sık orada yer.
Those who dig a grave for others will fall therein.
- Başkaları için mezar kazanlar orada düşerler.
You can see a white tower over there.
- Orada beyaz bir kule görebilirsin.
I asked for a table over there.
- Ben orada bir masa istedim.
Can you see anything out there?
- Orada bir şey görebiliyor musun?
What was Tom doing out there?
- Tom orada ne yapıyordu?
There was nobody under 30 around.
- Orada 30 yaşın altında hiç kimse yoktu.
I'll go out there and look around.
- Orada dışarı çıkacağım ve etrafa bakınacağım.
Both ladies received me very graciously; but I was wholly unprepared for so much beauty as I discovered in Ora Doveton;.