Dün berbat bir kaza oldu.
- An awful accident happened yesterday.
Natto berbat kokuyor, ama lezzetli.
- Natto smells awful, but tastes delicious.
Ona böyle korkunç şeyler söyledim. Ben çok kötü hissediyorum.
- I said such horrible things to him. I feel so awful.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Bu, iki kişi için oldukça çok şey gibi görünüyor.
- That looks like an awful lot for two people.
Ben geç kaldığım için çok üzgünüm.
- I'm awfully sorry that I was late.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.