Mary fakir değildir. Aksine, o oldukça zengindir.
- Mary is not poor. On the contrary, she is quite rich.
Aksine, ben asla böyle bir şey söylemedim.
- On the contrary, I've never said such a thing.
Onun meşgul olduğunu sanıyordum ama tam tersine boştaydı.
- I thought he was busy, but on the contrary he was idle.
O tembel değildir, tam tersine sıkı çalışan biri olduğunu düşünüyorum.
- He's not lazy. On the contrary, I think he's a hard worker.