opposing; offering resistance (to)

listen to the pronunciation of opposing; offering resistance (to)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение opposing; offering resistance (to) в Английский Язык Турецкий язык словарь

reluctant
gönülsüz

Tom bir şey söylemeye gönülsüz gibi görünüyor. - Tom seems reluctant to say anything.

Leyla'nın soyduğu evli erkekler, utanç yüzünden onu bildirmekte gönülsüzdüler. - The married men that Layla robbed were reluctant to report her because of the embarrassment.

reluctant
{s} isteksiz

Yönetim kurulu üyeleri çok riskli bir girişimi üstlenmeye isteksiz. - The directors were reluctant to undertake so risky a venture.

George o zor işi almaya isteksizdir. - George is reluctant to take on that difficult job.

reluctant
{s} ağırdan alan
reluctant
gönülsüzlükle
reluctant
rızasızlık
reluctant
gönülsüzlük
reluctant
tereddütlü
reluctant
istenmeden yapılan
reluctant
istemeyiş
reluctant
zorla yapılan
Английский Язык - Английский Язык
reluctant

They are reluctant to the inclusion of a necessity test, especially of a horizontal nature, and emphasize, instead, the importance of procedural disciplines .

opposing; offering resistance (to)
Избранное