Tom plana karşı çıkıyor.
- Tom is opposed to the plan.
Üzgünüm, ama bu projeye karşıyım.
- I'm sorry, but I am opposed to this project.
Ben bu projeye karşıyım.
- I am against this project.
Kim Kardashian Türkiye karşıtı bir kampanya başlattı, bundan dolayı onu asla beğenmiyorum.
- Kim Kardashian started a campaign against Turkey, so I never like her.
O, sözleşmeye aykırıdır.
- That's against the contract.
O, yasalara aykırıdır.
- This is against the law.
Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı.
- The yen appreciated 10 percent against the dollar.
Yen dolar karşısında hâlâ düşük.
- The yen is still low against the dollar.
Nükleer savaşa karşı olmak için kuantum fiziğinde bir doktoraya ihtiyacın yok.
- You don't need a PhD in quantum physics to be against nuclear war.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Kırmızı yeşilin aksine bir tehlike işaretidir.
- Red, as opposed to green, is a sign of danger.
Biz onun yeni bir yol yapma planına karşı çıktık.
- We opposed his plan to build a new road.
Irksal ayrımcılığa karşı çıktı.
- He's opposed to racial discrimination.
... like diabetes. Let's ' let's pay providers on the basis of performance as opposed to ...
... engineer's design was faulty, as opposed to the ...