Kamuoyu, destekçiler ve muhalifler olarak keskin bir şekilde bölündü.
- Public opinion has been sharply divided into supporters and opponents.
Kölelik muhaliflerinin çoğu oy vermedi.
- Most opponents of slavery did not vote.
Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.
- Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.
Onlar onun rakiplerini tehdit etme tarzını beğenmediler.
- They did not like the way he threatened his opponents.
Rakiplerinizi küçümsemeyin.
- Don't underestimate your opponents.
Karşıtlar genetik mühendisliği bitkilerin çapraz döllenme yapabileceğini ve diğer bitkilere zarar verebileceğini söylüyorlar.
- Opponents say genetically engineered crops can cross-pollinate and damage other crops.
Aday rakibi karşısında vahşi suçlamalar yaptı.
- The candidate made wild accusations against his opponent.
... And, of course, the opponents are so flummoxed ...
... opponents like me, we love the slogan, "You bought it, you own it." ...