one who speaks, one who teaches, the president of a branch of legislature

listen to the pronunciation of one who speaks, one who teaches, the president of a branch of legislature
Английский Язык - Турецкий язык

Определение one who speaks, one who teaches, the president of a branch of legislature в Английский Язык Турецкий язык словарь

speaker
konuşmacı

O, sık sık soruları ile konuşmacını sözünü kesti. - He interrupted the speaker with frequent questions.

Benim bir yerli konuşmacı gibi ses çıkarmamın mümkün olacağını hiç düşünüyor musun? - Do you think it's possible for me to ever sound like a native speaker?

speaker
hoparlör

Biz hoparlörlü telefonda mıyız? - Are we on speakerphone?

Bilgisayarım için yeni hoparlörlere ihtiyacım var. - I need new speakers for my PC.

speaker
{i} hopârlör

Biz hoparlörlü telefonda mıyız? - Are we on speakerphone?

Hoparlöre yakın dinledi. - He listened closely to the speaker.

speaker
(Politika, Siyaset) parlemento başkanı
speaker
(Havacılık) hoperlör
speaker
(Dilbilim) konuşucu

O, iyi bir İngilizce konuşucusudur. - He is such a good English speaker.

O, akıcı bir İngilizce konuşucusudur. - She is a fluent speaker of English.

speaker
kolon
speaker
sözcü

Sözcünün yorumları oldukça rahatsız ediciydi. - The speaker's comments were highly offensive.

Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı. - A crowd of people gathered around the speaker.

speaker
{i} spiker

Spiker boğazını temizledi. - The speaker cleared his throat.

Onlar spikeri gülerek susturdular. - They laughed the speaker down.

speaker
{i} radyo, TV spiker
speaker
hatip
speaker
speakershipmeclis başkanlığı
speaker
hoparlör/konuşmacı
speaker
konuşan veya söyleyen kimse
speaker
{i} pol. meclis başkanı
speaker
{i} meclis başkanı
Английский Язык - Английский Язык
{n} speaker
one who speaks, one who teaches, the president of a branch of legislature

    Расстановка переносов

    one who speaks, one who teaches, the pres·ident of a Branch of leg·is·la·ture

    Произношение

Избранное