Ben kötü bir balıkçıyım.
- I'm a lousy fisherman.
Balıkçılar ağlarını denize fırlattılar.
- The fishermen cast their nets into the sea.
Balıkçı kendini yüzen bir tahta vasıtasıyla kurtardı.
- The fisherman saved himself by means of a floating board.
Balıkçı yakaladığı balığın büyüklüğünü abarttı.
- The fisherman exaggerated the size of the fish he had caught.