Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
- My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
Sürekli gürültü bizi sağır etti.
- The continual noise deafened us.
Görme engelli mi yoksa işitme engelli mi olmayı tercih edersiniz?
- Would you rather be blind or be deaf?
Bazı işitme engelli insanlar işaret dili kullanmamayı seçiyor.
- Some deaf people choose not to use sign language.