Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
- The owners appointed him manager.
Birçok köpek sahipleri köpeklerini sadece günde bir kez beslerler.
- Many dog owners only feed their dogs once a day.
Bizim binamızda yaşayan bir sürü insan mal sahibinden hoşlanmıyor.
- A lot of people living in our building don't like the owner.
Ben telefonda mal sahibi ile konuşuyorken Polis çekilmiş silahları ile geldi.
- Cops came with guns drawn, as I was talking to the owner on the phone.
Bu evin sahibi Sayın Yamada'dır.
- The owner of this house is Mr. Yamada.
Tom TV'yi evin önceki sahibinin çatıya monte ettiği antene bağladı.
- Tom connected the TV to the antenna that the previous owner of his house had mounted on the roof.
ABD'deki silah sahiplik oranı, dünyanın en yükseğidir.
- The U.S. gun ownership rate is the highest in the world.