Gülmemek için dudağımı ısırmak zorunda kaldım.
- I had to bite my lip to prevent myself from laughing.
Bir sürü sivrisinek ısırıklarım var.
- I got a lot of mosquito bites.
Kolumun her tarafında sivrisinek ısırıkları var.
- I have mosquito bites all over my arm.
Tetanoz aşısı köpek ısırmasından daha çok acıttı.
- The tetanus shot hurt more than the dog bite.
Tom acıya göğüs germek zorunda kaldı.
- Tom had to bite the bullet.
Helgoland Alman körfezinde bulunmaktadır.
- Heligoland is located in the German Bight.