Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
Ben her iki kitabı okumadım.
- I haven't read either book.
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- I don't know either of them.
Çocuklardan hiçbirini görmedim.
- I didn't see either boy.
Bu benim değil. Benim de değil.
- This isn't mine. It's not mine either.
Mary güzel değil, fakat çirkin de değil.
- Mary's not pretty, but she isn't ugly, either.
İkisinden biri gitmeli.
- Either of the two must go.
Bu pulların ikisinden birini sana vereceğim.
- I'll give you either of these stamps.
Ray, Gary'nin hikayesini desteklemek istiyordu fakat polisler onların ikisininde gerçeği söylediklerine ikna olmamışlardı.
- Ray was willing to corroborate Gary's story, but the police were still unconvinced that either of them were telling the truth.
Her iki yol da seni istasyona götürecektir.
- Either way will lead you to the station.
İki kitaptan herhangi birini alabilirsin.
- You may take either of the two books.
Çocuklardan herhangi birini görmedim.
- I didn't see either boy.
İki kızın her birini tanıyor musun?
- Do you know either of the two girls?
... And ' and what's at stake here is one of two things, either Candy ' this blows ...