Bir kerede iki yerde olamazsın.
- You can't be two places at once.
Bir kerede iki yerde olamazsın.
- You can't be at two places at once.
Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
- All at once, I heard a shrill cry.
Bu birdenbire olmadı.
- It didn't happen all at once.
Senin bir defa televizyona çıktığını hatırlıyorum.
- I remember you appeared on television once.
En azından ayda bir defa anne babana yazmayı unutmamalısın.
- You must not forget to write to your parents at least once a month.
Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım.
- I met him once when I was a student.
Onu bir zamanlar trende gördüm.
- I have seen him once on the train.
Sana eskiden hiç söz etmedim.
- I never mentioned you once.
Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.
- People rarely come to see you once you are retired.
Emekli olur olmaz tüm zamanımı Tatoeba'ya ayıracağım.
- Once I retire, I will dedicate my whole time to Tatoeba.
Bu onun yapabileceği tek şey. Başka bir şey yapamaz.
- This is the one and only thing he can do. He can't do anything else.
Tom tek olmadığından dolayı sinirli.
- Tom's pissed off because he's not the one and only.