Bu çiçeklerin eşsiz bir kokusu var.
- These flowers have a unique smell.
Bu kitap birçok yönden eşsizdir.
- This book is unique in many ways.
Onun tekniği eşsiz ve kesinlikle şaşırtıcıydı.
- His technique was unique and absolutely amazing.
Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki tek süper güç olmak istiyor.
- United States want to be the World unique superpower.
I didn't win the contest, but I sure gave it my best shot.