onarmak

listen to the pronunciation of onarmak
Турецкий язык - Английский Язык
repair

Our task is to repair a wall. - Bizim görevimiz bir duvarı onarmak.

It'll cost about 2,000 yen to repair it. - Onu onarmak yaklaşık 2,000 yen'e mal olacak.

mend

I want to mend this watch. - Bu saati onarmak istiyorum.

It is never too late to mend. - Onarmak için asla çok geç değil.

fix

They're here to fix the heating system. - Onlar ısıtma sistemini onarmak için buradalar.

Our employees are working around the clock to fix the damage caused by the ice storm. - İşçilerimiz buz fırtınasının neden olduğu hasarı onarmak için gece gündüz çalışıyorlar.

restore
renovate

I'd like to renovate the house. - Evi onarmak istiyorum.

refit
to repair; to restore
(Hukuk) to repair

It'll cost about 2,000 yen to repair it. - Onu onarmak yaklaşık 2,000 yen'e mal olacak.

He has to repair the clock. - O, saati onarmak zorundadır.

doctor
redress
tinker up
to repair, to mend, to fix, to recondition; to restore, to renovate
remedy
patch up
debug
relay
rebuild
overhaul
do up
do sth up
service
recondition
{f} rehabilitate
onar
{f} mend

Tom is still trying to mend fences. - Tom hâlâ çitleri onarmaya çalışıyor.

I cannot mend this carpet. It's too old. - Ben bu halıyı onaramam. Çok eski.

onarma
patch
onarma
(Ticaret) troubleshooting
onar
{f} repaired

Tom repaired my watch for me. - Tom benim için saatimi onardı.

My watch needs to be repaired. - Kol saatimin onarılması gerekiyor.

onar
{f} mending

These new shoes already want mending. - Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.

My socks are in need of mending. - Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.

onarma
refit
onarma
debugging
onarma
reparation
onar
{f} fixed

You should've fixed it right away. - Bunu hemen onarmalıydınız.

My clock needs to be fixed. - Saatimin onarılması gerekiyor.

onar
fix

Tom can fix the heater. - Tom ısıtıcıyı onarabilir.

My bicycle needs fixing. - Bisikletimin onarılmaya ihtiyâcı var.

fıçı onarmak
cooper
onar
recondition
onar
{f} repair

After his knee repair, he could walk without pain. - Dizinin onarımından sonra, o ağrı olmadan yürüyebiliyordu.

My house needs major repairs. - Evimin büyük onarımlara ihtiyacı var.

onarma
repair; restoration
onarma
instauration
oturma yerini onarmak
seat
örerek onarmak
darn
Турецкий язык - Турецкий язык
Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore etmek. İşlenen bir kusuru veya yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak
Bir yapının, bir heykelin, bir resmin bozulmuş yerlerini yeniden yapmak, ilk duruma getirmek, restore etmek
İşlenen bir kusuru veya yapılan bir yanlışlığı giderecek veya önleyecek davranışlarda bulunmak
Bozulmuş, eskimiş olan bir şeyi düzeltip işler veya kullanılır duruma sokmak, işe yarar duruma getirmek, tamir etmek
tamir etmek
onar
On sayının üleştirme sayı sıfatı, her birine on; her defasında onu bir arada
onarma
Onarmak işi: "Günün birinde kolları sıvayıp ve eline irili ufaklı aletler alıp bunu onarmaya kalkışmıştı."- Y. K. Karaosmanoğlu
onarma
Onarmak işi
onarmak
Избранное