on top of those

listen to the pronunciation of on top of those
Английский Язык - Турецкий язык

Определение on top of those в Английский Язык Турецкий язык словарь

on top of
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
on top of
ayrıca
on top of
üstüne

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir. - A house is built on top of a solid foundation of cement.

Kayakları arabanın üstüne koydu. - He put the skis on top of the car.

on top of
-e ilaveten
on top of
-in yanı sıra
on top of
üstünde

Tom silahını buzdolabının üstündeki kurabiye kavanozuna sakladı. - Tom hid the gun in the cookie jar on top of the refrigerator.

Kedi masanın üstünde oturuyor. - The cat is sitting on top of the table.

on top of
ile beraber
on top of
-e ek olarak
on top of
tepesinde

Aziz Benedict ilk manastırı Monte Cassino'nun tepesinde kurdu. - St. Benedict established his first monastery on top of Monte Cassino.

Sen çan eğrisinin tepesindesin. - You're on top of the bell curve.

on top of
üstelik
on top of
in tepesinde
on top of
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
on top of
-in tepesinde
Английский Язык - Английский Язык
OTOT
on top of
Fully informed about, and in control of something; up to speed with

I have sorted out the problems and am now on top of the situation.

on top of
In addition to something else

. . and on top of all that, I got a puncture!.

on top of
Atop
on top of
over all of, over the surface of; in addition to
on top of those

    Турецкое произношение

    ôn tôp ıv dhōz

    Произношение

    /ˈôn ˈtôp əv ˈᴛʜōz/ /ˈɔːn ˈtɔːp əv ˈðoʊz/
Избранное