on the top of the world

listen to the pronunciation of on the top of the world
Английский Язык - Турецкий язык
ala
on top of
-e ek olarak, -in yanı sıra, ile beraber: He's doing this on top of his regular job. Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor. He asked for a
on top of
ayrıca
on the top
üstte
on the top
üstünde

Tepenin üstünde durdu. - They stood on the top of the hill.

Sanırım horozların başının üstündeki ibik çekici. - I think the crest on the top of the head of roosters is attractive.

on the top
tepesinde

Dağın tepesinde bir kule vardı. - There was a tower on the top of the mountain.

Orada yüksek bir dağın tepesinde kendilerine ait küçük bir kasaba inşa ettiler ve huzur içinde yaşadılar. - There on the top of a high mountain they built a small town of their own and lived in peace.

on top of
üstüne

Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir. - A house is built on top of a solid foundation of cement.

Bu kitabı diğerlerinin üstüne koy. - Put this book on top of the others.

on top of
-e ilaveten
on top of
-in yanı sıra
on top of
üstünde

Tom silahını buzdolabının üstündeki kurabiye kavanozuna sakladı. - Tom hid the gun in the cookie jar on top of the refrigerator.

Kedi masanın üstünde oturuyor. - The cat is sitting on top of the table.

on top of
ile beraber
on top of
-e ek olarak
on top of
tepesinde

Ne zaman bir dağın tepesinde olsam kendimi minnettar hissediyorum. - Whenever I'm on top of a mountain, I feel grateful.

Dağın tepesindeki hava çok inceydi. - The air on top of the mountain was very thin.

on top of
üstelik
on top of
in tepesinde
on top of
-e ek olarak, -in yani sıra, ile beraber: "He's doing this on top of his regular job. - Bunu asıl işinden ayrı olarak yapıyor.", "She asked for a promotion, and on top of that she wanted a raise. - Terfiini istedi; bir de üstüne üstlük bir maaş artışı talep etti."
on top of
-in tepesinde
Английский Язык - Английский Язык

Определение on the top of the world в Английский Язык Английский Язык словарь

on top of
Fully informed about, and in control of something; up to speed with

I have sorted out the problems and am now on top of the situation.

on top of
In addition to something else

. . and on top of all that, I got a puncture!.

on top of
Atop
on top of
over all of, over the surface of; in addition to
on the top of the world

    Турецкое произношение

    ôn dhi tôp ıv dhi wırld

    Произношение

    /ˈôn ᴛʜē ˈtôp əv ᴛʜē ˈwərld/ /ˈɔːn ðiː ˈtɔːp əv ðiː ˈwɜrld/
Избранное