on the other hand (introducing an opposing viewpoint)

listen to the pronunciation of on the other hand (introducing an opposing viewpoint)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение on the other hand (introducing an opposing viewpoint) в Английский Язык Турецкий язык словарь

at the same time
aynı zamanda

Geriye dönüp baktığında, Tom her iki kız kardeşle aynı zamanda flört etmemesi gerektiğini anladı. - In retrospect, Tom realized he shouldn't have been dating both sisters at the same time.

Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir. - Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.

at the same time
bununla birlikte
at the same time
bununla beraber
at the same time
aynı anda

Tom ve Mary her ikisi de aynı anda konuşmaya başladı. - Tom and Mary both started talking at the same time.

Onlar aynı anda Paris'e vardılar. - They arrived in Paris at the same time.

on the hand
yandan
at the same time
yine de
Английский Язык - Английский Язык
at the same time
on the other hand (introducing an opposing viewpoint)
Избранное