O kesinlikle uğursuz görünüyor.
- That sure sounds ominous.
Uğursuz bir sessizlik vardı.
- There was an ominous silence.
Gökyüzü kara görünüyor,yağmur yağıp yağmayacağını merak ediyorum.
- The sky looks ominous. I wonder if it will rain.
His nostrils flared ominously and his fists opened and closed at his sides.