olmayan

listen to the pronunciation of olmayan
Турецкий язык - Английский Язык
non

It is a silly practice for non-Christians to send chocolates on St. Valentine's Day. - Sevgililer Günü'nde çikolata göndermek, Hristiyan olmayanlar için aptalca bir başlangıç.

This golf course is not open to non-members. - Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.

un
non-

This golf course is not open to non-members. - Bu golf sahası üye olmayanlara açık değildir.

Cucumbers, spinach, broccoli and onions are considered non-starchy vegetables. - Salatalıklar, ıspanak, brokoli ve soğanlar nişastalı olmayan sebzeler olarak kabul edilirler.

void
cloudy
missing

This drama is missing something. All it is is a simple cautionary tale with no real depth. - Bu dramada bir şey eksik.O gerçek derinliği olmayan basit ikaz edici bir masal.

olası olmayan
improbable

That's an improbable coincidence. - O olası olmayan bir tesadüf.

ilginç olmayan
uninteresting
kritik olmayan
uncritical
maddi olmayan
immaterial
uygun olmayan
improper

Something improper was going on. - Uygun olmayan bir şey devam ediyordu.

uygun olmayan
inappropriate

Tom often says stupid things at inappropriate times. - Tom çoğunlukla uygun olmayan zamanlarda aptalca şeyler söylüyor.

If your orchid has yellowish leaves, it means that it was placed in inappropriate location. - Eğer orkidenin sarımsı yaprakları varsa, bu onun uygun olmayan bir yere koyulduğu anlamına gelir.

düz olmayan
uneven
olgun olmayan
immature
olası olmayan
unlikely
olası olmayan
unapt
olumlu olmayan
nonconstructive
hoş olmayan
unpleasant

To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him. - Hastanedeki hoş olmayan deneyimlerini telafi etmek için Tom içmesi gerekenden biraz daha fazla içti.

This fruit has an unpleasant smell. - Bu meyvenin hoş olmayan bir kokusu var.

pek mümkün olmayan
unlikely
ol
be
anlama katkısı olmayan
redundant
derin olmayan
shallow
kendini ezdiren ve şikâyetçi olmayan kimse
doormat
ol
became
resmi olmayan
informal

It was an informal meeting. - Resmi olmayan bir toplantıydı.

Informal diction is always full of mystery and surrealism. - Resmi olmayan diksiyon her zaman gizem ve gerçeküstücülükle doludur.

ol
are
ergin olmayan kimse
minor
kilise üyelerinin resmi olmayan toplantısı
sociable
ol
is
ol
was
maddi olmayan duran varlıklar
(Denizcilik) Intangible Fixed Assets
tekin olmayan
spooky
alışık olmayan
unfamiliar
denize alışkın olmayan
freshwater
dinsel olmayan
secular
dokuma olmayan
(Tekstil) non woven
farkında olmayan
unwitting
farkında olmayan
unaware
gerçek olmayan
virtual
haberi olmayan
unaware
ihtimali olmayan
unlikely
kendine güveni olmayan
diffident
kesin olmayan
indefinite
kesin olmayan
provisional
meslekten olmayan
layperson
ol
were
resmi olmayan
unauthorized
resmi olmayan
unofficial
sabit olmayan
unsteady
saf olmayan
impure
sonu olmayan
endless
sorumlu olmayan
irresponsible
tanıdık olmayan
unfamiliar
tatmin edici olmayan
unsatisfactory

It's not ideal, but it's the least unsatisfactory solution. - Bu ideal değil, fakat en az tatmin edici olmayan çözüm.

tekin olmayan
haunted
uygun olmayan
unfit

Layla was considered an unfit mother. - Leyla uygun olmayan bir anne olarak kabul edildi.

uygun olmayan
unsuited
yaratıcı olmayan
unimaginative
yazınsal değeri olmayan şiir
doggerel
yeterli olmayan
(Tıp) insufficient
adet olmayan
not quite the thing
adil olmayan
unfair
aktif olmayan
(Kanun) dormant
aktif olmayan
(Ticaret) inactive
askeri olmayan
nonmilitary
beklenen düzeyde olmayan
poor
belli olmayan
indefinable
belli olmayan
undefined
belli olmayan
(Ticaret) uncertain
benzer olmayan
dissimilar
bilimsel olmayan
nonscientific
birbirine bağlı olmayan
unconnected
bol olmayan
spare
borsa kaydında olmayan
(Ticaret) unquoted
ciddi olmayan
frivolous
derin olmayan
superficial
derin olmayan
shallower
devri kabil olmayan
(Kanun) non-negotiable
din adamı olmayan kimse
laity
dindar olmayan
nonreligious
dini olmayan
temporal
dokuma olmayan
nonwoven
dürüst olmayan
devious
dürüst olmayan
dishonorable
dürüst olmayan
unsavory
dürüst olmayan kişi
a bad egg
düzgün olmayan
uneven
düzgün olmayan
unlevel
ehil olmayan
(Tıp) incompetent
ekonomik olmayan
non-economic
ergin olmayan çocuk
minor
eril/dişil olmayan
neuter
esnek olmayan
inflexible
etik olmayan
unethical
etkin olmayan
nonoperating
etkin olmayan
(Kimya) ineffective
etkin olmayan
idle
etkin olmayan
dormant
etkisi olmayan
ineffective
etkisi olmayan
ineffectual
etkisi olmayan
inefficacious
fonksiyonel olmayan
nonfunctional
gebe olmayan
nonpregnant
geleneksel olmayan
unconventional
geleneksel olmayan
nontraditional
gereken yetenekte olmayan
incompetent
geçerli olmayan
null and void
girgin olmayan
unsocial
girgin olmayan
unsociable
homojen olmayan
inhomogeneous
homojen olmayan
nonuniform
iletken olmayan
non-conductor
insan olmayan
nonhuman
istenilen düzeyde olmayan
unsatisfactory
itfası mümkün olmayan
(Ticaret) irredeemable
keskin olmayan
blunt
kim olduğu belli olmayan
shadowy figure
kişisel olmayan
impersonal
klinik olmayan
nonclinical
kritik olmayan
noncritical
kronik olmayan
acute
kurnaz olmayan (kimse)
simpleminded
likit olmayan
(Ticaret) illiquid
lineer olmayan
(Telekom) non linear
lineer olmayan
(Matematik) non-linear
maddi olmayan
nonmaterial
maddi olmayan
non-material
maddi olmayan aktifler
(Askeri) intangible assets
maddi olmayan duran varlık
(Ticaret) intangible asset
maddi olmayan haklar
(Askeri) intangible assets
maddi olmayan mallar
(Ticaret) intagible goods
makul olmayan
unconscionable
meskun olmayan
unsettled
meslekten olmayan
laymen
meslekten olmayan kimse
laymen
metal olmayan
(İnşaat) nonmetal
mevcut olmayan
(Kanun) non-existent
moda olmayan
unfashionable
muhtemel olmayan
(Ticaret) improbable
mukim olmayan
(Kanun) non-resident
musevi olmayan
non-jewish
mümkün olmayan
not possible
mümkün olmayan
infeasible
mümkün olmayan
impossible
nazik olmayan
indelicate
nedensel olmayan
anticipatory
nihai olmayan
provisional
nominal değeri olmayan
no-par
nominal değeri olmayan
(Ticaret) no-par value
normal olmayan
aberrant
normal olmayan
special
ol
for
parlak olmayan
dim
pek bilgisi olmayan
ignorant
pek dikkatli olmayan
casual
pek uzak olmayan olay
in the offing
periyodik olmayan
aperiodic
polar olmayan bağ
(Tıp) non polar bond
pratik olmayan
unworkable
prensip sahibi olmayan
unscrupulous
profesyonel olmayan
nonprofessional
rahat olmayan
uncomfortable
rahip olmayan kimse
laymen
rastgele olmayan
deterministic
rutin olmayan
nonroutine
sendikaya üye olmayan kimse
(Ticaret) outsider
simetrik olmayan
(Askeri,Bilgisayar) antisymmetric
simetrik olmayan
asymmetric
simetrik olmayan
lopsided
sofistike olmayan
unsophisticated
sonu olmayan
immense
sonu olmayan şey
blind-alley
sonucu belli olmayan
touch-and-go
standard olmayan
non standard
standart olmayan
untrue
steroid yapıda olmayan
(Tıp) nonsteroidal
subay olmayan askeri personel
(Askeri) ranks
sıkı olmayan
loose
sıvı olmayan
solid
tabii olmayan
labored
teknik olmayan
(Ticaret) non-technical
teknik olmayan
nontechnical
teli olmayan
wireless
tepkisel olmayan
nonreactive
tipik olmayan
aberrant
titiz olmayan
imprecise
toksik olmayan
(Tıp) non toxic
usta işi olmayan
inexpert
yahudi olmayan
non-jewish
yalan olmayan
straight
yerel olmayan
nonlocal
yerinde olmayan
untimely
yerinde olmayan
uncalled-for
yeterli seviyede olmayan
unequal
zeki olmayan
unwise
zorunlu olmayan
dispensable
ol
come about
ol
grew into
ol
been of
ol
be of
ol
been
ol
become
ol
to be
ol
{f} happening
ol
am
ol
being
ol
happen
ol
grow into
ol
{f} becoming
atomik olmayan
conventional
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz
(Atasözü) Where there's smoke, there's fire
Bütünselliği olmayan girdi
even within
akli dengesi olmayan
lack of mental balance
akli dengesi olmayan
crazy
ayrımcı olmayan gümrük tarifesi
(Ticaret) non-discriminatory customs tariff
elde olmayan nedenlerden dolayı
Due to reasons beyond control
engeli olmayan, maniasız
without barriers, mâniasız
etkin olmayan
non dominant
evi olmayan
home without
görevini yapacak yeterli gücü olmayan
sufficient power to act without
Английский Язык - Английский Язык

Определение olmayan в Английский Язык Английский Язык словарь

OL
my wife, my girlfriend, my mother (Internet abbreviation)
ol
Oliver's List of Newton Easter Eggs http: //www geocities com/SiliconValley/Bay/4931/index html
ol
Ordered List The Ordered List element represents a list of items sorted by sequence or order of importance Typical remdering is a numbered list of items
ol
OFFICE LIGHT DISTRICT
ol
on the label
ol
{ font-family: Arial, Helvetica, sans-serif; font-size: 10pt; margin-top: auto; margin-bottom: auto; color: #000000} The OL tag style creates a default look for an orderedlist in the HTML file item one item two
ol
A suffix denoting that the substance in the name of which it appears belongs to the series of alcohols or hydroxyl derivatives, as carbinol, glycerol, etc
ol
Operating loans, farm
ol
Overall Length
ol
orienting line
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение olmayan в Турецкий язык Турецкий язык словарь

OL
(Hukuk) O
ol
O gösterme sıfatı
ol
O gösterme sıfatı: "Dedi gördüm ol habibin aneasın"- Süleyman Çelebi. O gösterme zamiri
Английский Язык - Турецкий язык
olmayan
Избранное