I prefer being poor to being rich.
- Fakir olmayı zengin olmaya tercih ederim.
Nobody can be a head coach of a soccer team without being a soccer player.
- Hiç kimse futbolcu olmadan bir futbol takımının teknik direktörü olamaz.
I don't want anything happening to you.
- Sana bir şey olmasını istemiyorum.
I should've tried to prevent this from happening.
- Bunun olmasını engellemeye çalışmalıydım.
The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color.
- Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor.
Poor health prohibited him from traveling.
- Sağlığının az olması onu seyahatten alıkoydu.
It is correct to say that psychological readiness is important in this therapy.
- Bu terapide, psikolojik olarak hazır olmanın gerekliliğini söylemek doğru olur.
Tom couldn't shake the feeling that something profound was about to happen.
- Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.
Tom couldn't shake the feeling that something horrible was about to happen.
- Tom kötü bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.
Would you like to become a trusted user?
- Güvenilir bir kullanıcı olmak istiyor musunuz?
I would like to become a famous soccer player.
- Ünlü bir futbolcu olmak istiyorum.
Tom is fitted to become a businessman.
- Tom bir iş adamı olmak için uygundur.
I just want to make sure these shoes fit.
- Sadece bu ayakkabıların uyduğundan emin olmak istiyorum.
I want to get a haircut before I go on the trip.
- Yolculuğa çıkmadan önce saç tıraşı olmak istiyorum.
He won't go on to graduate school.
- Okuldan mezun olmak için devam etmeyecek.
Tom has what it takes to be successful.
- Tom başarılı olmak için gereken niteliklere sahip.
Tom has what it takes to succeed.
- Tom başarılı olmak için gerekli niteliklere sahip.
It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now?
- Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?
Tom checked to make sure the gas was turned off.
- Tom gazın kapalı olduğundan emin olmak için kontrol etti.
Tom couldn't shake the feeling that something profound was about to happen.
- Tom insanın içine işleyen bir şey olmak üzere olduğu hissini atlatamadı.
I'd be happy to help you if you're having trouble.
- Bir sorununuz varsa, size yardımcı olmaktan mutluluk duyarım.
A nervous person will not be fit for this job.
- Sinirli bir kişi bu iş için uygun olmaz.
The truth is that he was not fit for the job.
- Gerçek onun iş için uygun olmadığıdır.
Tom looked around to make sure nothing else was happening.
- Tom başka bir şey olmadığından emin olmak için etrafına baktı.
I want to make sure that I don't catch the flu.
- Gribe yakalanmayacağımdan emin olmak istiyorum.
Tom doesn't like being around children because he's always afraid of catching a cold from one of them.
- Tom onlardan birinden her zaman soğuk algınlığı kapmaktan korktuğu için çocukların etrafında olmaktan hoşlanmaz.
Can you at least pretend you want to be here?
- Sen en azından senin burada olmak istediğini taklit edebilir misin?
I don't know what's worse: being stupid or pretending to be stupid.
- Hangisinin daha kötü olduğunu bilmiyorum: aptal olmak mı yoksa aptalmış gibi yapmak mı?
Why did that have to happen to us?
- Bu bize neden olmak zorundaydı?
Why did that have to happen to me?
- Bu bana neden olmak zorundaydı.
The teacher was far from satisfied with the result.
- Öğretmen sonuçtan memnun olmaktan uzaktı.
A man decides he wants to be king; thousands of people die shortly thereafter as a result of this desire.
- Bir adam kral olmak istediğine karar verir; çok geçmeden bu arzunun sonucu olarak binlerce insan ölür.
Tom came here to help us fill out these forms.
- Tom bizim bu formları doldurmamıza yardımcı olmak için buraya geldi.
Tom didn't have to be so formal.
- Tom çok resmi olmak zorunda değildi.
You must be in possession of a valid ticket.
- Geçerli bir bilete sahip olmalısın.
Happiness isn't merely having many possessions.
- Mutluluk sadece birçok mala sahip olmak değildir.
Tom can't get a job because he doesn't have any experience, but he can't acquire experience because he can't get a job.
- Tom yeterli bir deneyime sahip olmadığı için bir iş bulamıyor fakat o bir iş bulamadığı için deneyim edinemiyor.
It's better to have larger hands than smaller hands when playing the piano.
- Piyano çalarken büyük ellere sahip olmak küçük ellere sahip olmaktan daha iyidir.
I've always wanted to get my hands on one of these.
- Her zaman bunlardan birine sahip olmak istedim.
A nuclear war will bring about the destruction of mankind.
- Bir nükleer savaş, insanlığın yok olmasına neden olacak.
Men do not exist in this world to become rich, but to become happy.
- Bu dünyada erkekler zengin olmak için değil, mutlu olmak için var olurlar.
I want to be a pilot when I grow up.
- Büyüdüğüm zaman bir pilot olmak istiyorum.
Eat your vegetables so that you will grow up to be big and strong.
- Büyük ve güçlü olmak için büyüyebilesin diye sebzelerini ye.
Her only purpose in life was to get rich.
- Onun hayattaki tek amacı zengin olmaktı.
Tom felt like getting drunk.
- Tom'un canı sarhoş olmak istedi.
Güzelim diye mağrur olma, tez savar vakti şebab.(Güzellik gelip geçicidir.).
With Windows, you have to have extensions or it won't read your files.
- Windows ile eklentilere sahip olmak zorundasın,yoksa o dosyalarını okumaz.
I don't have enough credits to graduate.
- Mezun olmak için yeterli kredim yok.
What do you want to be in the future?
- İlerde ne olmak istiyorsun?
She promised her father to be in time for lunch.
- O, öğle yemeğinde zamanında olmak için babasına söz verdi.