I wish I could still swim as well as I used to.
- Keşke hala eskiden olduğu gibi yüzebilsem.
Tom was late for class, as is often the case.
- Çoğunlukla olduğu gibi, Tom sınıfa geç kalmıştı.
As is often the case with teenagers, she's conceited.
- Gençlerde sık sık olduğu gibi, o kendini beğenmiş.
I wish I could still swim as well as I used to.
- Keşke hala eskiden olduğu gibi yüzebilsem.
Tom and Mary were wasting time, as usual.
- Tom ve Mary her zaman olduğu gibi boşa zaman harcıyordu.
You look very pretty, as usual.
- Her zaman olduğu gibi çok güzel görünüyorsun.