Onlar benim yaşlı bir kadın olduğumu söylüyorlar.
- They say that I'm an old woman.
O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.
- She walked with her head down like an old woman.
Yaşlı kadına kız torunu tarafından eşlik edildi.
- The old woman was accompanied by her granddaughter.
Yaşlı kadına erkek torunu tarafından eşlik edildi.
- The old woman was accompanied by her grandson.
Karısı hakkında şikâyet etmeden asla benimle görüşmez.
- He never sees me without complaining about his wife.
John Floridalı, karısı ise Kaliforniyalı.
- John comes from Florida and his wife from California.
She's my wife - O benim eşim.
Eşimin adı Lidia Zarębowa.
- My wife's name is Lidia Zarębowa.
Kristy Anderson, Larry Ewing'in eşidir.
- Kristy Anderson is the wife of Larry Ewing.
Orbay Hatun Samsun sâhiline çıktı ve oradan Amasya'ya varıp Toruntay'ın zevcesi Gürcü hatunda misafir kaldı - Orbay Hatun landed to shore of Samsun and from there she was guest of Toruntay's wife Gürcü Hatun in Amasya.
She's my wife. O benim karım.
İş yerindeki adamların karının seni başka bir kadın için terk ettiğini duyuncaya kadar bekle.
- Wait till the guys at work hear that your wife left you for another woman.
O, karısını terk etti ve yarı yaşında bir kadınla aşk hayatı yaşıyor.
- He left his wife and shacked up with a woman half her age.
Stop being such an old woman and get on with it.