My Japanese teacher used to use a song to help us remember verb conjugations. No one really sang along.
- Benim Japon öğretmenim fiil çekimlerini hatırlamamıza yardımcı olan bir şarkı kullanırdı. Hiç kimse gerçekten birlikte söylemezdi.
Poor is not the one who has too little, but the one who wants too much.
- Fakir, çok az şeye sahip olan değildir fakat çok isteyendir.
Tom and I don't like being the ones who always have to do that.
- Tom ve ben bunu her zaman yapmak zorunda olan kişiler olmayı sevmiyoruz.
Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
- Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
Most Shakuhachi are made from bamboo, but recently some wooden ones have appeared.
- Japon flütleri çoğunlukla bambu kamışından yapılır, fakat son zamanlarda bazı ağaç olanları ortaya çıkmıştır.
He has many foreign stamps, not to mention Japanese ones.
- Japon olanları bir yana bırak, onun çok sayıda yabancı pulları var.
I'm not superstitious.
- Ben batıl inançları olan biri değilim.
Are you a superstitious person?
- Batıl inançları olan bir kişi misiniz?
Keeping existing clients is just as important as finding new ones.
- Var olan müşterileri korumak, yenilerini bulmak kadar önemlidir.
if somebodys laughing and if you dont knowe what is the funny, you ask this.