The families of the factory workers need schools, hospitals, and stores, so more people come to live in the area to provide these services, and thus a city grows.
- Fabrika işçilerinin ailelerinin okullara, hastanelere ve mağazalara ihtiyaçları vardır, bu yüzden bu hizmetleri sağlamak için daha fazla insan bölgede yaşamak için gelir. Böylece bir şehir gelişir.
While some private and church schools in America have uniforms, they are not common.
- Amerika'daki kilise okullarının ve bazı özel okulların üniforması vardır, onlar yaygın değildir.
You don't go to school on Sunday, do you?
- Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?
Please obey the school rules.
- Lütfen okul kurallarına uy.
Tom taught French at a small college.
- Tom küçük bir okulda Fransızca öğretti.
I had to drop out of college and get a job.
- Okuldan ayrılıp bir iş bulmak zorunda kaldım.
There used to be a coffee shop near the school.
- Okula yakın bir kahvehane vardı.
I sometimes help my parents in the shop after school.
- Okuldan sonra bazen mağazada anne babama yardım ederim.