She took care to school her expression, not giving away any of her feelings.
You don't go to school on Sunday, do you?
- Pazar günü okula gitmiyorsun, değil mi?
She likes her school a lot.
- O okulunu çok seviyor.
Tom had to drop out from college because he couldn't afford tuition.
- Tom okul ücretini ödeyemediği için üniversiteyi bırakmak zorunda kaldı.
Tom taught French at a small college.
- Tom küçük bir okulda Fransızca öğretti.
I go by that shop every morning on my way to school.
- Her sabah okula giderken o dükkanın önünden geçiyorum.
Most shops near the school are closed on Saturdays now.
- Okulun yakınındaki birçok dükkan şimdi cumartesi günleri kapalı.