He has just become headmaster.
- O sadece okul müdürü oldu.
You must go and see the headmaster at once.
- Okul müdürünü hemen gidip görmelisin.
The principal assured me of her honesty.
- Okul müdürü onun dürüstlüğü konusunda beni ikna etti.
The principal shook hands with each of the graduating pupils.
- Okul müdürü mezun öğrencilerin her biri ile el sıkıştı.
The teacher is with the school principal.
- Öğretmen okul müdürü ile birlikte.
The school principal suspended Tom for two days.
- Okul müdürü Tom'u iki gün uzaklaştırdı.
One father is more than a hundred schoolmasters.
- Bir baba 100'den daha fazla okul müdürüdür.
She was very mad and went to talk with the school manager.
- O çok kızgındı ve okul müdürüyle konuşmaya gitti.
The headmaster will present the winners their prize.
- Okul müdürü kazananlara ödüllerini sunacak.
You must go and see the headmaster at once.
- Okul müdürünü hemen gidip görmelisin.