Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
- He will find the bus stop easily.
Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
- Wooden houses catch fire easily.
Yarına kadar rahatça bekleyebilirim.
- I can easily wait till tomorrow.
Onlar kolaylıkla parçalamadı.
- They did not break apart easily.
Arzu ettiğini kolaylıkla alabildi.
- She managed to get what she desired easily.
Rahatça oturuyor musun?
- Are you sitting comfortably?
Bu uçak rahatça 400 yolcu taşıyabilir.
- This airplane accommodates 400 passengers quite comfortably.