O öğrenciyken, sık sık diskoya giderdi.
- When she was a student, she used to go to the disco often.
Okuldan sonra sık sık tenis oynarım.
- I often play tennis after school.
Mutlu çocukluğumu sıkça hatırlıyorum.
- I often remember my happy childhood.
Bugünlerde sıkça bir enerji krizinden bahsediliyor.
- We often hear about an energy crisis these days.
Çiftlik hayatından şehir hayatına geçiş çoğunlukla zordur.
- The transition from farm life to city life is often difficult.
Alçak gönüllülük çoğunlukla kibirden daha çok yükseltir.
- Humility often gains more than pride.
Ben bir çocukken çoğu zaman denizde yüzmeye gittim.
- When I was a child, I often went swimming in the sea.
Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder.
- Cheese often lures a mouse into a trap.
Peynir çoğu kez bir fareyi bir tuzağa cezbeder.
- Cheese often lures a mouse into a trap.
Çoğu kez onun zorbalık yaptığını gördüm.
- I've often seen him bullied.
O, kahvaltısını sıklıkla orada yer.
- He often eats breakfast there.
Okuldan sonra sık sık tenis oynarım.
- I often play tennis after school.
... they think will allow them to make more money for their employers often results in making ...
... this resort town is often referred to as the turkish central k ...