My father usually goes to his office by bus.
- Babam ofisine genellikle otobüsle gider.
Finding his office was easy.
- Onun ofisini bulmak kolaydı.
My office is in the Foreign Languages Department.
- Ofisim Yabancı Diller Bölümünde.
The firm has its head office in Osaka.
- Firmanın Osaka'da merkez ofisi var.
Tom lost his job when his branch of the company amalgamated with head office.
- Tom, şirketin şubesi merkez ofisi ile birleşince işini kaybetti.