Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.
- I'm looking for a warm, woolen skirt.
O, yünlü bir kazak giyiyor.
- She is wearing a woolen sweater.
O bir yün kazak giyer.
- He wears a woolen sweater.
Kışın, her zaman yün çoraplar giyerek yatarım.
- In winter, I always go to bed wearing woolen socks.