Çocuklar yerde uyumak zorunda kalacaklar gibi.
- It seems that the children will have to sleep on the floor.
Tom uyumak için geri döndü.
- Tom went back to sleep.
Şair ölümü uykuya benzetti.
- The poet compared death to sleep.
Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
- Dalida died from an overdose of sleeping pills.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
- We must sleep at least seven hours a day.
Tom muhtemelen sadece evde kalmak ve uyumak istedi.
- Tom probably wanted to just stay at home and go to sleep.
Evde kalmak ve bütün gün uyumak istiyorum.
- I want to stay home and sleep all day.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
Bu oda uyumak için uygun değil.
- This room is not suitable for sleeping.
Tom said that he wanted to buy a couple of sleeping bags.
- Tom said he wanted to buy a couple of sleeping bags.
An hour of sleep before midnight is worth two hours of sleep after midnight.
- One hour of sleep before midnight is worth two hours after.
... They weren't getting enough sleep. ...
... she's awesome in the barn and sugar right to sleep ...