Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.
- About one third of the earth's surface is land.
Deniz seviyesinin altında olan toprakları su basacak. Bu, insanların evsiz kalması ve ürünlerinin tuzlu su tarafından tahrip edileceği anlamına gelir.
- Low-lying lands will flood. This means that people will be left homeless and their crops will be destroyed by the salt water.
Tom bir zamanlar bu arsaya sahipti.
- Tom once owned this piece of land.
George arsa satın alırken kandırıldı.
- George was tricked into buying the land.
Tom büyük bir alabalığı tutup karaya çıkardı.
- Tom landed a big trout.
Ne zaman karaya çıkacağız?
- When are we going to land?
Amerika fırsatlar ülkesidir.
- America is the land of opportunity.
Bu ülke onun için mücadele edecek çok sayıda kahraman olduğu için özgürlerin ülkesi olarak kalmaya devam edecektir.
- This country remains the land of the free because there are so many brave to fight for it.
Peyzaj çakmak taşı kadar soğuk ve keskin.
- The landscape was cold and sharp as flint.
Kartal yere inmek üzere.
- The eagle is about to land.
Biz inmek için çaresizce bir yer arıyoruz.
- We're looking desperately for a place to land.
O çok fazla arazi tutuyor.
- He holds a lot of land.
Arazi çok fazlaya mal olmadı.
- The land did not cost much.
Sami acil iniş yapmak zorunda kaldı.
- Sami was forced to make an emergency landing.