Onlar batı ülkeleriyle iletişim kurdular.
- They communicated with the Western countries.
Batı ülkeleri konuyla ilgili tutumundan dolayı Japonya'ya atlıyor.
- Western countries are jumping on Japan for its stance on the issue.
Çok sayıda aile sınırda yeni bir hayat kurmak için batıya gitti.
- Many families went west to make a new life on the frontier.
Batıya yolculuk zordu.
- The trip west was hard.
Fransa, Batı Avrupa'dadır.
- France is in western Europe.
Ada Japonya'nın batısında yer alır.
- The island lies to the west of Japan.
Güneş Batıdan batıyor.
- The sun is sinking in the west.
Güneş batıdan doğsada, o kararından vazgeçmez.
- Were the sun to rise in the west, she would not change her resolution.
Batıdaki erkekler genellikle viski içer.
- Generally men in Westerns drink whisky.
Mary'nin ofisi evinin iki mil batısındadır.
- Mary's office is two miles west of her house.
Ada Japonya'nın batısında yer alır.
- The island lies to the west of Japan.
Uçak, batıya doğru uçtu.
- The plane flew toward the west.
O, yolculuğuna batıya doğru başladı.
- He began his trip to the West.