O Portekizce konuşur.
- He speaks Portuguese.
Nick Portekizce'yi çok iyi konuşabilir. Çünkü 5 yıldır onu öğreniyor.
- Nick can speak Portuguese very well. That's because he's been studying it for 5 years.
Bize Ferdinand Magellan'ın Portekizli olduğu ama İspanya'nın hizmetinde çalıştığı öğretildi.
- We were taught that Ferdinand Magellan was Portuguese but worked in the service of Spain.
Teresa, Portekizli adıdır.
- Teresa is a Portuguese name.
Carlos Queiroz, Portekiz Futbol Federasyonu tarafından kovuldu.
- Carlos Queiroz was fired by the Portuguese Football Federation.
Angola bir zamanlar bir Portekiz bölgesiydi.
- Angola was once a Portuguese territory.
The British army had already moved over the border and the commander had established his HQ high in the central Portuguese mountains at Viseu.