O Portekizce konuşur.
- He speaks Portuguese.
Portekizce, İngilizce ve Rusça biliyorum.
- I know Portuguese, English, and Russian.
Benim tarih öğretmenim eski bir Portekizli.
- My history teacher is an old Portuguese.
Bize Ferdinand Magellan'ın Portekizli olduğu ama İspanya'nın hizmetinde çalıştığı öğretildi.
- We were taught that Ferdinand Magellan was Portuguese but worked in the service of Spain.
O Portekizce konuşur.
- She speaks Portuguese.
O Portekizce konuşur.
- He speaks Portuguese.
In San Diego County there is but one Portuguese fisherman, as is also the case in Los Angeles, the county immediately adjoining.