Sakin bir ülkede yaşamak istiyorum.
- I would like to live in the quiet country.
Gelecek ayın sonunda on yıldır burada yaşamakta olacak.
- He will have lived here for ten years by the end of next month.
Futbol maçı öğleden sonra saat beş'te canlı yayınlanacak.
- The soccer game will be transmitted live at five p.m.
Bizi izlemeye devam edin. Canlı yayınımız kısa süre içinde geri dönecek.
- Stay tuned. Our live stream will return shortly.
Dan radyoda canlı çaldı.
- Dan played live on the radio.
Kazadan kısa bir süre sonra orada canlı bir hayvan buldular.
- Soon after the accident they found a live animal there.
Büyükbabam 90 yaşında ve çok canlı.
- My grandfather is 90 years old and very lively.
The air force practices dropping live bombs on the uninhabited island.