Sonunda diğer kedi yavrusunu seçti.
- In the end she chose another kitten.
O, takımın bir üyesi olarak seçildi.
- He was chosen to be a member of the team.
Ben sorunu görmezden gelmeyi seçtim.
- I chose to ignore the problem.
Değiştirebileceğimiz bazı şeyler vardır fakat seçeceğimiz değil.
- There are some things we could've change, but we chose not to.
Seçtiğim şeyin beni ilgilendirmediğini anladım.
- I realized that what I had chosen didn't really interest me.
... people choose to do to make themselves feel safer and be ...
... be allowed to specify their OS and the programs running on them to freely choose that nub ...