Onun yurtdışı seyahat deneyimi var.
- He has experience of foreign travel.
O dışişlerinde iyi deneyimlidir.
- He is well versed in foreign affairs.
Hükümet, dış politikasında değişiklikler yapmak zorunda kaldı.
- The government was obliged to make changes in its foreign policy.
Yabancı dil öğrenmek zordur.
- It's hard to learn a foreign language.
Yabancılarla alay etme.
- Don't make fun of foreigners.
foreign body.