odakla

listen to the pronunciation of odakla
Турецкий язык - Английский Язык
focus

Tom and Mary both wanted to focus more on their careers. - Tom ve Mary her ikisi de kariyerlerine daha fazla odaklanmak istediler.

Focus on one thing and do it well. - Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

focus on

I can't focus on two things at the same time. - Aynı anda iki şeye odaklanamam.

Today I can't focus on my work. - Bugün işime odaklanamam.

{f} focused

I need you to stay focused. - Odaklanmış kalmanı istiyorum.

Tom tried to stay focused. - Tom odaklanmaya çalıştı.

{f} focusing

Tom had trouble focusing on what needed to be done. - Tom neyin yapılması gerektiği konusuna odaklanmakta sorun yaşadı.

Tom had trouble focusing. - Tom'un odaklanma sorunu vardı.

{f} focussing
(Bilgisayar) set focus on
odak
focus

The image is out of focus. - Görüntü odak dışında.

Focus on one thing and do it well. - Bir şeye odaklan ve onu iyi yap.

odaklamak
{f} focus
odak
{s} pivotal
odaklamak
(deyim) bring into focus
odak
the focus
odak
focus of
odak
centre [Brit.]
odak
center
odak
focal
odak
foci
odak
{i} centre
odak
hypocenter
odaklamak
to focus (a camera)
odaklamak
focalize
odaklamak
to focus
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение odakla в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Odak
mihrak
odak
Bir ışık veya ısı kaynağından yayılan ışınların toplandığı yer, mihrak
odak
Kışı geçirmek için yapılan çoban kulübesi
odak
Herhangi bir düşüncede, nitelikte olan kimselerin kaynağı veya bir şeyin toplandığı, yoğunlaştığı yer, mihrak
odaklamak
İyi görüntü elde etmek, görüntüyü tam odak noktasına düşürmek için alıcı merceğini düzenlemek
odakla
Избранное