Annem bana birkaç yeni giysi yaptı.
- My mother made some new clothes.
Bu giysiler nihayet kuru.
- These clothes are finally dry.
Mary, kız kardeşinin elbiselerini ödünç almasına izin vermez.
- Mary does not let her sister borrow her clothes.
Tom elbiselerini yerine koydu.
- Tom put away his clothes.
Valiz kirli çamaşırlardan başka bir şey içermiyordu.
- The suitcase contained nothing but dirty clothes.
Tom kirli elbiselerini çıkardı ve onları çamaşır makinesine attı.
- Tom stripped off his dirty clothes and threw them into the washing machine.
Çıkardığın giysileri dikkatlice yerine koy.
- Stow away carefully the clothes you removed.
O, Japon giysilerin içinde daha iyi görünüyor.
- She looks better in Japanese clothes.