Ben onun basketbolla saplantısını anlayamıyorum.
- I can't understand his obsession with basketball.
Bu senin saplantın mı?
- Is this your obsession?
Onun futbol takıntısını anlayamıyorum.
- I can't understand his obsession with soccer.
Leyla'nın Fadıl'a olan sevgisi bir takıntı haline gelmeye başlıyordu.
- Layla's love for Fadil was starting to become an obsession.
Sanırım Tom sabit fikirli.
- I think Tom is obsessive.
İnsanlar seni hiç sabit fikirli olarak suçlar mı?
- Do people ever accuse you of being obsessive?
Stop obsessing over it, will you!.
Thoughts of her obsess my every waking moment.