Diyelim ki, televizyon seyretmek dinlendirici olabilir.
- Granted, watching TV can be relaxing.
Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al.
- Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.
Felicja, TV izlemekten hoşlanır.
- Felicja enjoys watching TV.
Code Lyoko'yu izlemeyi seviyorum.
- I like watching Code Lyoko.
Öğrenci öğretmenin onu izlemesine çok kızdı.
- The student became very nervous with the teacher watching him.
Pokémon izleyerek büyüdüm.
- I grew up watching Pokemon.
Tom TV izleyerek kanepede uzanıyor.
- Tom is lying on the sofa watching TV.
Cumartesi öğleden sonrayı tamamen çok fazla TV izleyerek geçirdim.
- I spent Saturday afternoon watching entirely too much TV.