O, tepeye ulaşamayacak kadar çok kısa.
- She's too short to reach the top.
O, tepenin üst kısmında yaşıyor.
- He lives at the top of the hill.
Biz her zaman altta değil ve üstte olabilir miyiz?
- May we always be on top and not at the bottom.
Deprem vurduğunda masanın üstündeki her şey tıkırdamaya başladı.
- Everything on top of the table started rattling when the earthquake hit.
Bir ev, çimentodan yapılmış sağlam bir temel üstüne inşa edilmiştir.
- A house is built on top of a solid foundation of cement.
Birçok en iyi sporcular egzersizlerden sonra buz banyosu yaparlar.
- Many top athletes take ice baths after workouts.
Tom en iyi bir özel okula gidiyor.
- Tom goes to a top private school.
What're you doing up here?
- Was machst du hier oben?
It looks great from up here.
- Von hier oben sieht sie großartig aus.